Ozon gazı canlı organizma ile temas ettiğinde hızlı şekilde moleküler oksijene ve oksijen radikallerine dönüştürülür. Vücutta hafif düzeyde bir oksidatif strese yol açan bu durum organizma tarafından bir tehdit olarak algılanır. Bunun sonucunda antioksidan olarak adlandırılan savunma sistemlerinde görev alan enzimler uyarılır ve etkilenen bölge oksijenden zengin hale getirilerek toksinlerden arındırılır.
Ozon gazının etki mekanizmasının doğru şekilde çalışabilmesi için uygulanacak olan tedavi dozunun doğru hesaplanması kritik önem taşır. Yüksek konsantrasyonlarda toksik etki gösteren bu kimyasal molekül ile uygulanacak tüm tedavi girişimleri mutlaka uzman kontrolünde gerçekleştirilmeli ve hastalar belirlenen süre boyunca yakın takip edilmelidir.
Kan dolaşımını büyük oranda artıran ozon gazı başlangıçta büyük oranda dolaşımla ilgili sağlık problemlerinin tedavisi için tercih edilmiş olsa da günümüzde enfeksiyondan romatizmal hastalıklara, yaşlanma karşıtı bakımdan post covid hastalık tablosuna kadar pek çok rahatsızlığın tedavisinde fayda sağlayan yöntemlerden biridir.